0(328) 440-0045 Hemen Ara, Hızlı Teklif Al
Toprak Altında Gizlenen Gizemli Tarih

Yüzyıllara meydan okuyarak günümüze dek dayanmayı baÅŸaran tarihi kalıntılar, bizlere geçmiÅŸin sisli perdesini aralamak için ipuçları veriyor. Dünyada ve ülkemizde keÅŸfedilen, gizemli ve büyüleyici tarihi keÅŸiflere doÄŸru bir yolculuÄŸa çıkalım!

Günümüzde teknolojinin hızlı geliÅŸimi geleceÄŸin günden güne daha parlak görünmesini saÄŸlıyor. İnsanlığın yaÅŸam sürelerinin uzayacağı, hastalıklara tedavilerin bulunacağı, uzayda yaÅŸamın mümkün olacağı gibi ihtimaller, ilgimizi gelecek yaÅŸamlara çekiyor. Ancak insanlık tarihinde çok küçük bir aralığı yaÅŸadığımız düÅŸünülürse tarihte de pek çok inanılmaz olayın saklı olduÄŸu akıllara gelebilir. Ortalama insan ömrünün bir asırdan az olduÄŸu gerçeÄŸini aklımızda tutarsak milattan önce 4000 yıllarına kadar uzanan bir insanlık geçmiÅŸinin bir hayli fazla gizemi koruduÄŸunu anlayabiliriz.

 

Bildiklerimiz her seferinde deÄŸiÅŸiyor

GeçmiÅŸin gizemleri zorlu çalışmalarla ortaya çıkarılıyor.

 

SavaÅŸlar, hastalıklar, iklim deÄŸiÅŸiklikleri, yanardaÄŸ patlamaları ve istilalar gibi birçok faktör sonucu yok olan, tarihin tozlu sayfalarına gömülen kimi gizemli medeniyetlerin yanı sıra günümüze dek ulaÅŸabilen kalıntılarıyla destansı savaÅŸlara, akıl almaz mimari yapılara ve hala bizleri etkileyen mitolojik hikayelere imza atmış büyük medeniyetler, devasa insanlık tarihimizi oluÅŸturuyor.

Yakın zamanda Çin’in Shaanxi eyaletinin baÅŸkenti Xi’an’da ilk Çin imparatoru Qin Shi Huang'ın mezarının yakınında 200'den fazla mezar heykeli bulundu. Günümüzde bilinen 8 bin Terracotta askeri vardı. Ancak Çin'deki arkeologların keÅŸfi sayesinde tarihi Çin ordusunun safına 200'den fazla yeni toprak heykel katıldı. Ölümden sonra imparatoru korumak için 2.200 yıl önce yaratılmış olan bu toprak ordu, her birinin yüzünü bir diÄŸerinden farklı kılan, askeri kıyafet ve silahlara ışık tutan, savaÅŸta kullanılan formasyonları hakkında ipucu veren ince detaylarıyla birlikte günümüze dek ulaÅŸmayı baÅŸardı.

2020 yılına heyecanlı baÅŸlamamıza sebep olan bu keÅŸif duyurusu, geçtiÄŸimiz yıl boyunca öÄŸrendiÄŸimiz yeni keÅŸiflerin bu yıl da devam edeceÄŸine dair bir iÅŸaret sayılabilir. GeçtiÄŸimiz yıl da tarihsel keÅŸifler açısından bir hayli heyecan verici bir sene olmuÅŸtu.

 

Geçen senenin çığır açan keÅŸifleri

Viking savaÅŸçılarının kadın da olabildiÄŸi ortaya çıktı.

 

İskoçya'nın sulak bölgelerinde yüzlerce küçük ada bulunuyor ve bunların doÄŸal yollarla oluÅŸmamış olduÄŸu biliniyordu. ÇoÄŸu bilim adamı, adaların Demir Çağı döneminde yapıldığına inanıyordu ve bu da onları yaklaşık 2 bin 800 yaşında yapıyordu. Ancak 2019'un ilkbaharında yayınlanan bir araÅŸtırma, aslında bundan çok, çok daha yaÅŸlı olduklarını ve Neolitik insanlar tarafından yaklaşık 5 bin 600 yıl önce inÅŸa edildiklerini ortaya koydu.

2019 yılının Nisan ayında, Homo luzonensis adlı eski bir insan türünün keÅŸfedildiÄŸini duyurdu. Bu tür 50 bin ila 67 bin yıl önce Luzon adasında yaÅŸadı ve kalıntıları sonucu ufak tefek olduÄŸu belirlenerek “Hobbit” lakabını alan bir diÄŸer insan türü Homo floresiensis'ten bile daha küçük olduÄŸu açıklandı. AraÅŸtırmacılar yeni türü en az üç kiÅŸinin kalıntılarından bulunan yedi diÅŸ ve altı kemiÄŸe göre tanımladılar. Kemiklerin hem bir sonraki nesil hem de eski insan özellikleri ile iliÅŸkili özellikleri vardı.

Amerika'nın son köle gemisi Clotilda, Alabama’da, okyanusun derinliklerinde keÅŸfedildi. Temmuz 1860'ta, Afrika kölelerini Amerika'ya ithal etmenin aslında yasadışı olduÄŸu bir dönemde 110 Afrikalıyı Alabama'ya getiren geminin kaptanı, korsanlık suçu sonucu ölümle cezalandırılmamak için insan yükünü teslim ettikten sonra gemisini yakarak batırdı. Uzun bir süre için bir efsane olduÄŸunu düÅŸünülen gemi, Mobil Tensaw Deltası'ndaki sularda bulundu.

2019'da araÅŸtırmacılar, hem Neandertal hem de Denisovan yaÅŸamının kanıtlarını içeren bir Sibirya maÄŸarasının keÅŸfini açıkladılar. Neandertaller 190 bin ila 100 bin yıl önce orada yaÅŸarken, Denisovanlar 200 bin ila 50 bin yıl önce oradaydı. Aynı ÅŸekilde 2018'de araÅŸtırmacılar, Neandertal annesi ve Denisovan babası olan bir kızın kemik parçasını buldular. Böylece insan evrimi boyunca birbiri ardına gelen ırkların hepsinin birbirine düÅŸman olmadığı da kanıtlanmış oldu.

Kadın savaÅŸçıların varlığı ortaya çıktı

1880'lerde, bir Viking savaÅŸçısının iskeleti İsveç'te ortaya çıkarıldı. Silahlar, kalkanlar ve iki atla gömülü olan savaÅŸçı, tarihçilerin Viking savaÅŸçısının nasıl olabileceÄŸini hayal etmelerine yardımcı oldu. 2019’da bir osteolog kalıntılardaki ince elmacık kemiklerini ve kadınsı kalça kemiklerini fark ettiÄŸinde bir DNA analizi yapmaya karar verdi. Analiz sonucunda Viking savaÅŸçısının bir kadın olduÄŸu ortaya çıktı. AraÅŸtırmacılar Viking kadın savaÅŸçılarının, diÄŸer kültürlerdeki kadın savaÅŸçılardan daha yaygın olduklarını söylemeyi henüz baÅŸaramıyor ancak Viking kültüründe kadınların savaÅŸçı ve askeri liderler olabileceÄŸini belirtiyorlar.

MÖ beÅŸinci yüzyılda Yunan tarihçi Herodot, Mısır'ı ziyaret ederken gördüÄŸü garip görünümlü nehir botlarını 23 satır boyunca betimlemiÅŸti. Tarihçiyi bu denli etkileyen botların kalıntılarının hiç bulunamamış olması, tarihçilere Herodot’un nehir botlarının gerçek olmadığını düÅŸündürüyordu. Heredot'tan 2 bin 469 yıl sonra, arkeologlar Nil'in dibinde, batık liman kenti Thonis-Heracleion'un yakınında Herodot teknesinin bir örneÄŸini buldular. Üstelik tekne, Herodot'un tam olarak söylediÄŸi ÅŸekilde monte edilmiÅŸ gibi görünüyor.

 

Türkiye’nin toprak altından çıkan gizemleri

Göbeklitepe tarihin bildiÄŸimiz akışını yeniden yazıyor.

 

Ülkemizde de gizemli tarihsel bulgulara rastlamak hiç zor deÄŸil. Medeniyetler beÅŸiÄŸi olan coÄŸrafyamızda sayısız uygarlığın ayak izlerine denk gelmek mümkün. Belki de efsane olduÄŸu varsayılan pek çok hikayenin nihai kanıtları da toprak katmanlarının altında keÅŸfedilmeyi bekliyor olabilir.

1985 yılında AÄŸrı’nın DoÄŸubayazıt ilçesinde Amerikalı bilim insanlarıyla ortak yapılan araÅŸtırmalar sonucunda Nuh'un Gemisi'ni andıran bir gemi gövdesine ait yer altı radar görüntüleri keÅŸfedildi. AraÅŸtırmalara on yıllarını veren Doç. Dr. Salih Bayrakturan’ın 1987’de yaptırdığı dört sondaj çalışması da teknoloji yetersizliÄŸi sebebiyle gerekli veriyi saÄŸlayamadı. İnsan elinden çıkma, iki katlı bir gemi yapısı olduÄŸunun radar görüntülerinde belli olduÄŸu belirtilen kalıntının boyu 155-160 metre arasında, geniÅŸliÄŸinin ise 50 metre olduÄŸunu açıklandı. Ancak köyde her yıl toprak kayması yaÅŸanıyor. Nuh'un Gemisi'ne ait olduÄŸu ileri sürülen yapıda da bozulmalar baÅŸlarken, arazide de dev yarıkların oluÅŸmaya baÅŸladığı gözlemleniyor.

GüzelliÄŸiyle göz kamaÅŸtıran Kapadokya’nın geçmiÅŸten günümüze dek gelen, kendine ait gizemleri var. İskoçya’ya baÄŸlanan yeraltı tünelleriyle birlikte Derinkuyu yeraltı ÅŸehri, yeraltı inÅŸaat yöntemlerinde kaybolmuÅŸ teknikleri iÅŸaret ediyor. 12 bin yıl önce yapılan yeraltı ÅŸehri ve tünellerin kesin amacı henüz bilinmiyor. Bazı uzmanlar bu tünellerin insanları yırtıcı hayvanlardan korumak için yapıldığını iddia ederken, bir diÄŸer kısım ise, tünel inÅŸasında korunma amacı güdülen ÅŸeyin yırtıcılar deÄŸil, savaÅŸ ve ÅŸiddet olduÄŸunu öne sürüyor. Kapadokya'daki 8 katlı Derinkuyu Yeraltı Åžehri’nde kiler, mutfaklar, ÅŸarap mahzenlerinin yanı sıra bir kilise, konferans salonu, misyonerler okulu, günah çıkarma alanı ve tüneller var. Åžehrin üçüncü katındaki 10 kilometrelik tünelin, Kaymaklı Yeraltı Åžehri’ne baÄŸlandığı tahmin ediliyor. Åžehrin hala ortaya çıkarılmamış katları olabileceÄŸi düÅŸünülüyor.

Ülkemizdeki son dönem en gözde olan tarihi kalıntı ise hiç ÅŸüphesiz Åžanlıurfa’nın gözbebeÄŸi olan Göbeklitepe’dir. Netflix yapımı yerli dizi Atiye’de de baÅŸrolü kapan tarihi kalıntı, arkeologların ve tarihçilerin bildiklerini yerle bir ederek tarih kitaplarında yeni bir medeniyet sıralaması yapılmasına sebep oldu. Bir tür ritüel ve kült merkezi olarak kullanılan Göbeklitepe’nin en erken kullanımının MÖ 9600-7300 arası tarihlere, yani günümüzden en azından 11 bin 600 yıl öncesine dayandığı düÅŸünülüyor. Dünyanın bilinen en eski megalitlerine ev sahipliÄŸi yapan Göbeklitepe’nin iÅŸlevinin ayrıntıları hala bir sır. Kazılar 1996 yılından bu yana Alman Arkeoloji Enstitüsü tarafından sürdürülüyor ancak büyük kısmı hala gün yüzüne çıkartılmayı bekliyor. 2018 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne eklenen tarihi alan, insan toplumunun geliÅŸimindeki önemli bir aÅŸamaya dair anlayışı derinden deÄŸiÅŸtirebilir.

 

Tarihin sonsuz gizemleri toprakta gizli

Tarihin birçok gizemi bulunmayı bekliyor.

Her tarihi bulguyla beraber insanlık tarihine dair yeni bilgiler ediniyor ya da bildiklerimizi güçlendiriyoruz. BambaÅŸka kültürlerin ayak izlerini takip etmek bir hayli keyifli olsa da toprağın altında yatmaya devam eden ve bulunmayı bekleyen gizemler de mevcut. Mikerinos’un süslü lahdi, kayıp ÅŸehir Paititi, merkezinde dünyanın yedinci en büyük elması olan 234,6 karatlık ünlü DeBeers elmasını barındıran Patiala kolyesi, Avustralya’nın güneybatısındaki Warrnambool’un yaklaşık üç ila altı kilometre batısındaki Armstrong Körfezi’ndeki kumun altında yer aldığına inanılan Maun Gemisi, Mısır’ın efsanevi kraliçesi Nefertiti’nin lahdi gibi tarihi kalıntılar hala bir yerlerde bulunmayı bekliyor.

 

kaynak: https://blog.quicksigorta.com/yasam/toprak-altinda-gizlenen-gizemli-tarih-1571


ANLAŞMALI OLDUĞUMUZ SİGORTA ŞİRKETLERİ
  • Anadolu Sigorta
  • AXA SİGORTA
  • Neova Sigorta
  • Dask
  • Groupama Sigorta
  • Quick Sigorta
  • Corpus Sigorta
  • Åžeker Sigorta
  • hepiyi
  • Tarsim
  • ZURİCH SİGORTA
  • ANA SİGORTA
ANA SAYFA    |    Hakkımızda    |    Sık Sorulan Sorular    |    Poliçe Hatırlat    |    İletiÅŸim    |    Sigorta Teklif Al    |    Gizlilik